1 Temmuz 2017 Cumartesi

DOCTOR WHO - 10. SEZON FİNALİ

DOCTOR WHO - 10. SEZON FİNALİ


Bölüm Analizi





Merhaba arkadaşlar, ben geldim! Analize başlamadan önce belirteyim; bu dizi analizi değil, az önce izlediğim bölümün analizi. İlerleyen zamanlarda dizinin genel analizini de kesinlikle yapacağım ama şimdilik yalnızca bölümden bahsedeceğim.

Bölüm, önceki bölümle birlikte bir hikaye olduğundan ötürü ilk okunduğunda biraz kopuk gelebilir demedi demeyin. 


Bölüm bu sahneyle başlıyor arkadaşlar. Evet evet, normalde olanın tam tersi bir sahneyle. Malumunuz genelde yol arkadaşları Doktor'u böyle kucaklayıp artistlik yapmaz. Ama yol arkadaşları normalde Mondasian Cyberman de olmaz, o yüzden mazur görüyorum. 

Çok fazla nooluyo bee modunda kalmıyoruz. Yani aslında bölüm boyu o moddayız ama bu sahneyle ilgili olanı uzun sürmeden ööö Doktor iyi bir şey olmadıııığ diye bize selam çakıyor sevgili Moffat. 

Sonrasında da görüntüler sosyal medyaya ulaştığından beri beklediğimiz aşırı narsistik sahne bizi karşılıyor:


Oturduğum yerde günlerce Allah'ım bir insanı kendisiyle shiplemek çok mu tuhaf diye söylenip durduğum sahne...



Master ve Missy'nin bir olup da her zaman yaptığı, yaptıkları, gibi Doktor'u nasıl öldüreceğini, öldüreceklerini, tartışmaya başlıyorlar. Yanlarında garibim Cyber Bill. Sonrasında kaçmış mı korkaaaak diye söylendiğim Nardole uzay gemisini kaptığı gibi geliyor. Master ve Missy'nin birtakım minnoş uğraşlarına rağmen de Doktor beyi geride bırakmadan güzel güzel geminin üst katlarına çıkıyorlar. O kat da zaten ilk bölüm resmindeki yer. 

Kalbimi oldukça kıran bir nokta da, Steven Moffat beyin eskiden yarattığı kalp kırıklarına bir selam göndermesi oldu. Zira nasıl Oswin Dalek olduğunun farkında değildiyse, ilk sahneler Bill de Cyber olduğunun bilincinde değildi. Çocukların kendisinden korktuğunu bildiği halde bir türlü sebebini anlayamamıştı. Ancak kabullenmek durumunda kalınca, eğer ben, artık ben olamayacaksam yaşamak istemiyorum dedi, ki bence haklıydı. Zaten bu sahnedeki gerçek gözyaşı da insan olamayışından ötürü duyduğu acıyı bence çok güzel göstermişti.



Vardıkları katta yaşayan insanlardan kurtarabildiği kadar insanı kurtarmayı isteyen Doktor, Master ve Missy'nin bulduğu asansörlere yöneldi. Ancak bilgi edinmek isterken Cybermen'lere yerlerini belli ettiler. E artık savaş zamanı! Cybermen'lerin yolda olduğunu adı gibi (!) bilen Doktor, başarılı olma ihtimali ne kadar düşük olursa olsun canla başla çabalamaya başladı. 


E tabii, sevgili River'ın yadigarı Nardole de bu işin büyük bir parçasıydı. Bir bilgisayar dahisi kolay yetişmiyor sonuçta. O canım Nardole olmasa dandik insan silahları çalışabilir miydi Cyber'ler üzerinde??



Ancak yetmez tabii ki. Bölüm sonu yaklaşıyor ve henüz korkunç felaketler başımıza bir bir gelmişçesine dumura uğramamışız?? Yahu Moffat bu bırakır mı bizi?! 



Cybermen'lerin taktik değiştirecekleri ve kesin saldırı pozisyonuna geçecekleri belli. Silahlar yeterli olmayacak. Çocuklar güvende değil. Tam böyle kördüğüm anlarında olacak bir şey oluyor: Fedakarlık! Doktor'cum orada kalıp kendiyle birlikte Cyber'leri patlatma kararı alıyor ve Nardole'a da çocuklar başta olmak üzere halkı kurtarma görevini veriyor. Nardole başta kabul etmese de şu mükemmel cümleden sonra kabul etmek durumunda kalıyor tabii:



Kendini havaya uçurmanın değil de korkmuş insanlara yardım etmenin daha çok güç gerektirdiğine inanan 2000 küsur yaşında bir adam. Hayran olmamak elde değil! ♥



Peki ya normale dönemeyeceğini anlayan Bill durur mu? Durmaz. O da kalıyor. Patlamak için! Ama Master ve Missy?? Pek kıymetli totolarını kurtarmak için bu teklifi kabul etmiyorlar ve buldukları asansöre, kendi TARDIS'lerini bulmaya gidiyorlar.

Mı acaba?? Yahu kardeşim bir karar verin beynim yandı dedirten anlar... Missy, Master'ın boğazını kesiveriyor, onu güzelce asansöre götürüyor ve TARDIS'ini bulması için yalnız bırakıp Doktor'cuğuna koşuyor. Ken! Evet bitmedi! Master Missy'yi lazer tornavidasıyla ölümüne vuruyor. Evet ölümüne! Çok sevmeme rağmen, bu durumda hayvan desem hayvana hakaret olacak Master, sonraki bedeni olan Missy'yi güzelce öldürüyor. Sırf Doktor'la yan yana durmuş olmamak için! Gerçekten güzel düşünüldüğüne inansam da nedeeen diye bağırmak da içimden gelmiyor değil. 

Sonunda iyi olmaya karar verdiği an ölen Missy'ye üzülmeye kısa bir ara verip ana olaya dönmem gerekirse, Nardole, çocukları alıp aynı gemide birkaç kat yukarı çıkarken, Bill ve Doktor birbirlerine doğru düzgün veda bile etmeden Cyber'lerle savaşmaya başlıyorlar. 


Resimde görmüş olduğunuz Cyber'in birkaç kez üst üste ateş edişiyle rejenerasyon geçirecek kıvama gelen Doktor soniğe bastığı gibi alabildiğine çevreyi patlatıyor



Patlama sorun değil, ama şu sahne sorun! 


Kızcağızı Cyber'e dönüştürdünüz yetmedi, Doktor'un başında ağlatıyorsunuz. Bir Cyber'i ağlatıyorsunuz!! 

Bu sahnedeki üzüntümden doğan kızgınlığı anlatmalara kelimeler yetmeyeceğinden dolayı, beni bir güzel ağlatmasına rağmen biraz da olsa mutlu eden o sahneye...


Heather'in gelip Bill'e verdiği sözü tuttuğu sahneye geliyorum.


Ağlatmasına şaşırmıyorum çünkü benim gibi bir sulugözü ağlatmaktan kolay ne vardır bilemiyorum ama Heather'in gelmesine oldukça şaşırdım. Çok da mutlu oldum ama. Çok sevmiştim, ölmesine çok üzülmüştüm ama sonraya saklamışlar demek.


Bill ve Heather başka bir yaşam formu olarak hayatlarına devam etmeden evvel Doktor'u TARDIS'ine bıraktılar. Sonra da evreni görmek için yola çıktılar. Burada mutluluk ve üzüntü karışımı duygular içindeyken son sahne geldi.



Eski bedenlerden son sözlerden sonra değişmek istemeyişini haykırmasına ben de eşlik ettim. Ancak değişmek zorunda. Sadece şimdi değil. Noel özel bölümünde. O zamana kadar elimizde yalnızca bu var;




Doktor'a Doktor'un lafıyla cevap veren Doktor. Yabancı hayran sitelerinde gördüğüm ve çok hoşuma giden bir laf var "Never apply logic to Who" Yani Who'ya asla mantık uygulama. Bakalım bunu nereden nereye bağlayacaklar. Ama o zamana kadar bölüme hayran kalıp hakkında konuşmaya devam edeceğiz mecburen. 

İzlememiş olup da spoiler yiyip bana saydırıp neyse izleyeyim bari diyen veya yeniden izlemek isteyenler buraya tıklayabilir.


Bir sonrakine kadar "Kendimmce Analiz"lerden bu kadar.
Kitapsız, filmsiz, dizisiz, aslında sanatsız kalmayın
Sevgilerle...